Merhabalar!
Bugün sizlerle biz mimar, içmimar ve tasarımcıların can damarlarından birinden söz etmek istiyorum: Portfolyo.
Üniversiteye adımımızı attığımız andan itibaren belki de anlamını bilmediğimiz kavramlardan biri olan portfolyo, iş dünyasında yerimizi almamızı sağlarken tasarımcı kimliğimizi ifade etmek adına, bu yönümüzde dikkat çeken özet bir sunum niteliğinde diyebiliriz. Hem akademik çevreler hem de saha ofisleri için oldukça önemli bir yere sahip olan portfolyo, mesleki yeterliliğinizin görsel bir sunum haline getirilmesidir. Yeni mezun meslektaşlarım için bu 4 yıllık bir lisans eğitiminin ürünü olurken aktif meslektaşlarım içinde meslek hayatlarında ürettikleri projelerden de oluşabilmektedir. Portfolyonun bir anlamda amacı da o ana kadar ürettiğiniz tüm proje ve çalışmaların anlatımıyla sizin yerinize konuşacak olmasıdır.
Peki bizi meslek hayatımızda kalkındıracak bu kadar önemli bir hazırlıkta nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Öncelikle, portfolyo dediğimiz ürün paftalarımız gibi masa boyutunda değil sade ve çekici bir anlatıma sahip olmalı. Böyle bir durumda olabildiğince orantılı ve minimal ölçülere sadık kalmalı ve devasa boyutlardan kaçınmalıyız. Tabi bu durum hard copy (basılı dosya) için geçerli. Eğer soft copy (elektronik ortam) olarak çalışıyorsak da çözünürlüğü mümkün olduğunca yüksek tutmalıyız.
Esasen portfolyo tasarımlarında akımlardan biri olan minimalliği kullanmak değil amacımız. 10 görsel yerine 1 görselle, 5 renk yerine 2 renk ile kendimizi ifade etmemizin gerekliliği. En baştan başlamak gerekirse kendimize temel 2 en fazla 3 renk seçerek, belki de en iyi bildiğimiz işi yaparak konsept oluşturuyoruz. Ardından bazı ilkeleri inceleyecek olursak;
-Kapak tasarımında;
Etkileyici, vurucu ancak sade bir kapak tasarımı nitelikli bir ilgi uyandıracaktır. Tüm konseptte olduğu gibi amacımız sadelikte görsel karmaşayı ve kafa karışıklığını önlemek ve hatta aksine portfolyonun içeriğine dair merak uyandırmaya çalışmalıyız.
-Cv;
Portfolyonun içeriğini güçlendirmek amacıyla başlangıç sayfalarından birini özgeçmişe ayırmamız gerekecektir. Hem genel konsepti desteklemek, hem de portfolyonun içeriğine girecek projeler (belki mesleğin de dışında) kendimizle ilgili etkin bir izlenim bırakmak için cv kullanımının önemli olduğunu düşünüyorum. Daha doğrusu ben değil kıdemli meslektaşlarımızın fikri bu yönde.
-İçindekiler;
Özellikle sayfa sayısının arttığı durumlarda içindekiler bölümü ele alınarak portfolyonun ergonomisini destekleyecektir. Cv ve kapak gibi, kullandığımız genel dile uygun olmalıdır.
İçindekiler bölümü hazırlanırken sayfa numaraları unutulmamalıdır.
-Çalışma Sayfaları;
Tasarımların aktarıldığı sayfalarda, negatif boşluklar bizler için daha da bir önem kazanmakta. Negatif boşluk dediğimiz alan bıraktığımız boş, beyaz alanı ifade etmektedir. Negatif boşluk alanlarının genişliğinden yararlanarak projemize çok daha fazla dikkat çekebiliriz. Bu sebeple portfolyolarda grafik elemanlar minimumda tutulup görsel hiyerarşi anlamında geri planda bırakılarak mimari unsurlar öne çıkarılmalıdır.
Görsel çeşitlilikten ve kargaşadan olabildiğince kaçınmalıyız.
Akışkan bir dil portfolyoyu okumayı kolaylaştırıcaktır, dil birliği açısından aynı dil olması gerekmektedir ancak sürekli aynı ögeleri kullanmakta tasarımı monotonlaştıracaktır. Ne yapabiliriz?
Bu konuda deneyimli tasarımcıların en sevdiği özellik sistematik bir portfolyo düzeninde, beklenmedik bir sayfa da dikkati dağıtmak (aslında dikkati toplamak) için tek bir görselle tüm sayfayı doldurmak olabilir. Veya çalışma sayfalarını başlık sayfalarıyla bölmek hem yönlendirme için hem de akışın rutinliğini kırmak için avantaj olarak kullanılabilir.
Buraya kadar geldiyseniz sık yapılan bir iki hatadan bahsedip yazımı sonlandırmak istiyorum.
En yaygın yapılan hatalardan biri tasarımcının tüm ürünleri koyarak portfolyoya pafta muamelesi yapmasıdır. Sayfaları tamamen doldurma istediğimiz maalesef portfolyo için uygun değil. Bunun yerine az önce bahsettiğim gibi negatif boşluklardan yararlanmalı, tasarımımızı anlatacak birkaç çizim veya görsel kullanmamız yeterli olacaktır.
Bir diğer hata ise font kullanımı. Yazı karakterlerinin kullanımı renk ve konsept gibi oldukça yalın maksimum iki karakter olacak şekilde sınırlandırılmalıdır. Ufak bir de bilgi sıkıştırmak gerekirse Comic Sans, Times New Roman, Arial gibi fontlardan kaçınmamız gerektiğini söylüyorlar.
Aşağıya ekleyeceğim linkten istediğiniz fontu bulup, kolayca indirip kullanabilirsiniz.
Ayrıca kendinize ait bir renk skalası veya renk grubu oluşturmak isterseniz ciddi anlamda yardımcı olacak şu siteyi de ekliyorum:
Özet olarak bildiklerimi elimden geldiğince aktarmaya çalıştım. Umarım faydalanabilecek bir şeyler bulursunuz.
Bol tasarımlı günler dilerim!
Büşra Yoldaş