Yıl 2072, Sabah 8.30 da uyanıyorum 2 saat sonra olacak jüri heyecanıyla hazırlanıp elimde maketimle okula gidiyorum. Arkadaşlarımla atölyeye çıkıp paftalarımızı asmaya başlıyoruz. Maketlerimiz hazır, hocalarımız geliyor. Yoklama sırasıyla projelerimize bakıp kritik veriliyor. Nihayet yoklamanın son sırasına geliniyor, bir yandan paftalarım, bir yandan da maketim inceleniyor ve kritik veriliyor. Projelerimizin revizelerini yapmak üzere jürimizi bitiyoruz ve sınıf olarak günün yorgunluğunu atmak için kahve içmeye gidiyoruz. Tasarımlarımızdan, maket detaylarımızdan bahsederken,
Annemin ‘yemek hazır’ cümlesini duyup gerçek dünyaya geri dönüyorum.
PANDEMİ İLE KÜLLERİNDEN DOĞAN VR…
Aylar önce hayatımın merkezinde olan dönem projesiyle uğraşırken, akşam haberlerini izliyordum, okulların 3 hafta tatil olduğunu duyduğumda, sağlığımız için bu tedbirlerin alınmasının ne kadar doğru olduğunu düşündüm ve 3 hafta sonra her şeyin normale döneceğinden emin bir şekilde valizlerimi alıp ailemin yanına döndüm. Sosyal izolasyonum, haberi duyduğum günden bir gün sonra başlamıştı. Günler ilerledikçe artan vaka sayılarıyla birlikte ölüm sayıları, eğitimimize uzaktan devam edeceğimiz kararını beraberinde getirdi. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 gerçeğiyle hayatımıza devam etmemiz gerekiyordu.
Dört duvar arasında kendimizi bir anda teknolojinin içinde bulduk. Aslında biz hep teknolojiyle iç içeydik fakat kıymetini bu denli bilmiyorduk. Okullar, işyerleri evlere taşındı, market alışverişlerini internet üzerinden yapmaya başladık. Arkadaşlarımızla, ailemizle çeşitli sosyal mecralardan görüşmeye başladık. Aslında pandemi süreci ile birlikte sosyal gereksinimlerimizi, tamamen teknolojinin nimetlerinden yararlanarak gidermeye çalıştık çalışmaya da devam ediyoruz.
MİMARİDE VR NEREDE?
Peki biz teknolojinin neresindeyiz ? Hangi evresinde ? Hangi zaman dilimindeyiz ?
Yaklaşık 2 senedir gelişmelerini takip ettiğim VR dan bahsetmek gerekirse, şuan için teknolojinin zirvesi olarak görüyorum. Mimarlık ve iç mimarlık mesleklerinin kökleri çok eskiye dayanmakla birlikte usta çırak ilişkisi ile günümüzde popüleritesini korumaya devam ediyor. Her alana yayılmış olan VR teknolojisini kendi mesleğim İç mimarlık gözünden yorumlayacağım.
Kim bilebilirdi ki tasarımlarımızı elle çizerken zamanın bizi VR teknolojisine getireceğini. Biz tasarımcıların en önemli amacı müşterimizle olan iş alım ve iş teslim sürecini memnuniyetle devam ettirmek. Bizlere bu fırsatı veren teknoloji kuşkusuz ki VR.
Müşterim benden evinin giriş holünü tasarlamamı istiyor. Birlikte materyal seçmek üzere dükkanlara gidiyoruz duvarın boyasına bakıyoruz karteladan renkleri beğeniyor ama yüzünde hep bir kuşku var ‘Acaba kartelada gördüğüm rengi evimin duvarında aynı şekilde görebilir miyim?’
Hey bir saniye! Kuşkunu gidermek için VR gözlüğü takmaya ne dersin diyorum ve müşterimin deneyiminden sonraki mutluluğu beni daha da mutlu ediyor ve işime dört elle sarılıyorum. Sonuç ise harika. Kim istemez ki eskizini yaptığı tasarımı, gerçekleşmeden sanal ortamda gözlemlemeyi?
SANAL GERÇEKLİKTEN KAÇIŞ YOK!
Peki bu VR teknolojisinin bir sonu yok mu? Her şey gibi sıradanlaşacak mı? Sorularınızı duyar gibiyim.
Tasarım ve teknoloji sonu olmayan alanlardır. Bundan 10 yıl önce bugünü hayal edemediğimiz gibi şuan da 10 yıl sonrasını hayal etmemiz bize ne kadar elle tutulur sonuç verir bilinmez ama şu bir gerçek ki teknoloji ve tasarım üstüne eklenerek devam eden alanlardır. Bundan 2-3 yıl önce hayretle baktığımız teknolojinin VR’ın alt yapısını oluşturduğu gibi. Belki bundan birkaç yıl sonraki teknolojide de VR alt yapı olarak kullanılacaktır. Ünlü düşünür Heraklileitos’un dediği gibi ‘’Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.’’ Bu sürecin gelişimini sizlerle birlikte merakla beklemekteyiz.
Zeynep ASLAN
Beykent Üniversitesi - İç Mimarlık 4. Sınıf
Comments