İnsanların temelsiz içgüdüleriyle bir boşluğu sınırlandırmaları bize mekân kavramını vermez. Mekân, fizyolojik sınırlarla çevrelenmiş boşluğun ötesinde algıda yakalanan çok boyutluluktur. Georges Perec şöyle diyor: “Mekân bir şüphedir: Belirtilmesine, işaret edilmesine ihtiyaç duyuyorum. Ona sahip olamıyorum, o bana verilmedi, mekânı fethetmem lazım.” Mekânı; şüpheden uzaklaştıran, mekânı belirten, işaretleyen, mekânı bizim yapan renk kavramıdır. Renk, bir mekânın fethidir.
Dünyaca ünlü tasarımcı Karim Rashid kendine özgü tasarım üslubuyla mekanları renklerden korkmadan, cesurca fethetmektedir. Rashid tasarımın bir sonuç değil süreç olduğuna ve tasarımda ilham alınan fikirlerin bu süreçten beslendiğine inanmaktadır. Bu yüzden Rashid için renk sadece mekânı işaretlemede kullanılan sığ bir kavram olmanın çok daha ötesindedir. Mekanlar kadar kişilerin de renklerle fethedilebileceğine inanan tasarımcı, tasarlamaya kendisinden başlamakta. Renk olgusuyla hem mental hem fiziki anlamda barışık olan Karim Rashid, renkler üzerinden yaratılan toplumsal cinsiyet baskısını kırmaktadır. Renkleri; formlara, ruh haline ve toplumsal meselelere dokunmak için aracı olarak kullanan tasarımcıyı genelde pembeyle özdeşleşmiş şekilde görürüz.
Karim Rashid pembeyi kendisinin en süper beyazı olarak tanımlamaktadır. Pembe için; enerjik, ışıltılı, ilgi çekici ve inşa edilmiş manzaramıza hâkim olan erkeksi dünyaya bir taklittir. Her ruh hali, her insan için pembenin pek çok tonu vardır diyor. Karim Rashid kullandığı renkler kadar farklı ve özgün olan tasarım çizgisiyle de dikkat çekmektedir. “Doğa hiçbir zaman keskin çizgilere sahip değildir.” diyen Rashid'in tasarımlarının genelinde kıvrımlı, oval formları görmek mümkün. Karim Rashid gerek kullandığı formlar gerek renk seçimleriyle mekanlarda akıcı, yumuşak bir o kadar da keskin ve heyecan verici kompozisyonlar yaratmaktadır.
Çikolatadan iç mekâna varana kadar çok geniş yelpazede tasarımlar yapan Rashid kendisini çoğulcu olarak tanımlamaktadır. Tasarımcı, tek bir alanda uzmanlaşmayı reddederek tasarımın çok yönlülüğüne tutunmaktadır. Karim Rashid, tasarımı herkese dokunan, demokratik, canlı ve anı içinde barındıran bir olgu olarak değerlendirmektedir. Bu yüzden de Rashid’in tasarımları geleceğe dönük, dinamizmi vadeden bir çizgide şekillenmektedir.
Karim Rashid tasarımın nostaljik, geçmişe dönük ve tükenmiş olmaması gerektiğini savunmakta ve çağın getirilerinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünerek tasarımlarında teknolojiyi etkin olarak kullanmaktadır. Ayrıca dijitale olan eğilimi için Karim Rashid şöyle diyor: "Dijital çağın sınırları yok, bariyerleri yok. Dijital çağ tamamen bağımsız ve demokratiktir."
Tasarımlarında ağırlıklı olarak plastik malzemenin kullanımına yer veren Rashid; Plastiğin Prensi olarak anılmakta. Karim Rashid plastik malzemeyi bu kadar etkin kullanmasıyla bazı kesimler tarafından çevreci olmamakla suçlansa da aslında malzeme seçimiyle de alışılagelmiş kalıpları yıkmaya devam ediyor.
Sürdürülebilir tasarım eşittir ahşap malzeme denklemini bozarak ahşap malzemenin sürdürülebilir estetiği desteklemediğini hatta ağaçları kesmenin yapılabilecek en yanlış tasarım kararı olduğunu söylüyor. Ahşap malzemeyi işlerken çok fazla yağ kullanıldığına ve ekolojik çevre için asıl tahribatın bu olduğuna dikkat çeken Rashid, kendisini sorumsuz tasarımcı olarak değerlendirenlere ise sürdürülebilir plastiği üretmenin mümkün olduğunu söyleyerek bunu tasarımlarıyla ispatlıyor. Rashid, tasarımlarında biyolojik olarak parçalanabilen polimerleri kullanıyor. Petrol yerine mısır, şeker kamışı ve meyvelerden elde edilen bu polimerler ayrıştırılarak geri dönüştürülebiliyor. Böylece tasarımcı yağ yakarak doğayı öldürmeden sorumlu, sürdürülebilir bir tasarım çizgisi yakalıyor.
Karim Rashid’ in de dediği gibi: "Tasarlayın! Kendinize daha iyi bir dünya tasarlayın! Öyle şeyler tasarlayın ki zekâyı, rahatlığı, teknolojiyi, deneyimleri, ilhamı, güzelliği, şiirselliği sadece maddesel olmaktan çıkarın. Bizim yapmamız gereken budur.”
Tasarım renkten, formdan, maddesel olandan korkmamaktır. Tasarım eleştirel olmalıdır. Tasarım için toplumu, normları, dünü, bugünü, yarını sorgulamalıyız. İyi olanı yıkmak için değil; daha iyiyi yapabilmek için sorgulamayız.
Alışıla gelmişliğin dayattığı tasarım, tasarım değildir. Körleşmiş klonlamadır.
ÜMMÜ IRMAK
KAYNAKÇA
Çocuklarınızın güvenliği konusunda endişe duyuyor musunuz? Ya da belki eşinizin sadakatinden endişe duyuyorsunuz? Her durumda, faaliyetlerini izlemenin bir yolu olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz. İyi haber şu ki, bunu yapmanıza yardımcı olabilecek bir telefon takip programı var. Bu yazılım çağrılır ve herhangi bir cep telefonunun etkinliklerini izlemek için kullanabileceğiniz web tabanlı bir uygulamadır. İhtiyacınız olan tek şey telefonun numarası ve etkinliklerini hemen izlemeye başlayabilirsiniz. Tracker Software, telefonun etkinliği hakkında zengin bir bilgi sağlar. Telefonun nerede olduğunu, kiminle konuştuğunu, hangi uygulamaların kullanıldığını ve çok daha fazlasını görebilirsiniz.